KIRIM RÜZGARI
KIRIM RÜZGARI
(Senaryo Önerisi)
ÖZET:
Cumhuriyet döneminin ilk yıllarında geçen hikâye, Konya’dan Kırım’a sürgün edilen bir dervişin yolculuğunu anlatır. Başkahraman Abdurrahman Derviş, Konya’da bir caminin ahır yapılmasına tanık olduktan sonra hem manevi bir arayışa girer hem de bu zulme sessiz kalmamak için yola çıkar. Kırım’da köylerde yaşayan halkın hem inançlarını korumasına hem de modernleşme baskısına karşı direnişine liderlik eder. Hikâye, Reşat Nuri’nin melankolik bakış açısıyla, Cengiz Aytmatov’un epik anlatımıyla ve Necip Fazıl’ın metafizik derinliğiyle kaleme alınmıştır.
ANA KARAKTERLER:
- Abdurrahman Derviş: Konya’nın eski medreselerinde eğitim almış, geleneklerine sıkı sıkıya bağlı bir derviş. Ailesini savaş yıllarında kaybetmiş ve yalnız bir gezgin olarak yaşamını sürdürüyor.
- Selime: Kırım’da bir köyde yaşayan, Türk masallarını ve halk hikâyelerini gençlere anlatan bir kadın. Abdurrahman’ın manevi yoldaşı olacak.
- Mirza Bey: Kırım köylerinin önde gelenlerinden, modernleşmeye direnen bir halk lideri.
- Kara Çoban: Sovyet baskısının ve yerel ihaneti temsil eden bir figür. Abdurrahman’ın en büyük düşmanı.
1. PERDE: Konya’dan Kırım’a
Abdurrahman Derviş, Konya’nın eski taş sokaklarında dolaşırken çocukluk hatıraları canlanır. Şehrin merkezindeki tarihi cami, artık bir ahır olarak kullanılmaktadır. Bu manzara karşısında içindeki öfkeyi kontrol edemez ve bir grup köylüyle tartışır. İnsanlar, yeni rejimin baskısından korktukları için ses çıkaramamaktadır. Abdurrahman, yalnızlığını kabullenir ve “Gönül ahırı olur, biz de sabır atı oluruz” diyerek kendini yola vurur.
Bir dostunun tavsiyesiyle Kırım’a gitmeye karar verir. Orada eski medeniyetin izlerini arayacak, halkı yeniden uyandırmaya çalışacaktır. Bu karar onun, sadece fiziksel bir yolculuğa değil, aynı zamanda ruhsal bir dönüşüme de çıkacağının göstergesidir.
2. PERDE: Kırım’da Direniş ve Masallar
Abdurrahman, Kırım’ın bir köyüne yerleşir. Burada Selime ile tanışır. Selime, köy gençlerine eski Türk masalları anlatmaktadır: Anka Kuşu’ndan, Ferhat ile Şirin’e, Dede Korkut hikâyelerinden Mevlana’nın hikmetli sözlerine... Selime’nin masallarındaki gizli anlamlar, Abdurrahman’ın direniş stratejisini şekillendirir.
Abdurrahman köylülere, geçmişlerini ve inançlarını hatırlatmak için camiye benzer bir ibadethane inşa etmeye çalışır. Fakat Sovyet otoritelerinin ajanı olan Kara Çoban, bu girişimi engellemek için köy halkını tehdit eder.
Bir gece, köylüler korkuyla dağılır. Abdurrahman bir hikâye anlatır: “Bir gece karanlığında, Anka Kuşu’nun yumurtaları çalınmış. Fakat o, sabırla kanatlarını açmış ve yumurtalarını kurtaracak rüzgarı beklemiş...” Köylüler bu hikâyeden cesaret alır ve birlik olur.
3. PERDE: Metafizik Çatışma ve Zafer
Kara Çoban’ın askerleri köye gelir ve cami inşaatını durdurmaya çalışır. Bu sırada Abdurrahman, Mirza Bey ve Selime köylüleri organize eder. Ancak çatışma sadece fiziksel değil, manevi bir savaştır. Abdurrahman’ın duaları, köydeki çocukların masumiyeti ve yaşlıların hikmet dolu sözleri ile birleşir.
Hikâye, masallarla süslenmiş metaforik bir finale ulaşır:
- Köy halkı “Anka Kuşu gibi küllerinden doğar.”
- Kara Çoban, kendi zulmünün cezasını bulur.
- Abdurrahman, inşa ettikleri küçük mescitte Selime’nin okuduğu bir Mevlana hikayesiyle halkı yeniden bir araya getirir.
TEMALAR:
- Direniş ve Dayanışma: Modernleşmenin baskısına karşı geleneksel değerlerin korunması.
- Manevi Arayış: Bir dervişin yalnız bir yolculuktan halkı uyandıran bir lidere dönüşmesi.
- Masallar ve Gerçekler: Halk hikayelerinin ve masalların, direnişe ilham kaynağı olması.
FİNAL:
Abdurrahman Derviş, halkın gönlünde bir efsane olur. Hikâye Selime’nin, çocuklara masallardan birini anlatmasıyla sona erer: “Bir gönül ki karanlığa teslim olmaz, o gönülden ışık yayılır.”
Bu senaryo, hem Anadolu hem de Kırım kültürünün birleşiminden doğan zengin bir hikaye sunar. Reşat Nuri’nin toplumsal gözlemleri, Cengiz Aytmatov’un halk hikayesi estetiği ve Necip Fazıl’ın metafizik boyutuyla bezeli bu hikâye, izleyiciye güçlü duygular yaşatacaktır.
KIRIM RÜZGARI - 1. Bölüm: Konya’dan Kırım’a
Türkçe-Farsça Transkript ve Altyazı
Sahne 1: Konya'daki cami
(Abdurrahman Derviş, eski bir camiye girer. Cami ahır olarak kullanılmaktadır. Duvardaki eski Kur’an ayetlerine bakarken gözleri doludur.)
Abdurrahman:
Bu kadar mı düştük, ya Rab? Cami mi ahır olur?
(Çevresine bakar, sessizce konuşur.)
Hangi gönül buna razı olur?
Farsça Çeviri:
عبدالرحمان:
آیا اینقدر سقوط کردیم، یا رب؟ آیا مسجد طویله میشود؟
(دور و برش را نگاه میکند و با خود میگوید.)
کدام دل به این راضی میشود؟
Altyazı:
Abdurrahman: Have we fallen this low, O Lord? Can a mosque become a barn? What heart could accept this?
Sahne 2: Konya sokakları
(Abdurrahman, bir dostu olan Hacı Yusuf’la konuşur. Yusuf, Kırım’a gitmesini önerir.)
Hacı Yusuf:
Abdurrahman kardeş, burada kalırsan ya korkuyla susarsın ya da susturulursun. Kırım’da eski bir köy var. Orada belki bir umut bulursun.
Abdurrahman:
Haklısın, Yusuf. Konya’nın bu hâlini görmektense gurbete gitmek daha hayırlı.
Farsça Çeviri:
حاجی یوسف:
عبدالرحمان برادر، اگر اینجا بمانی یا با ترس ساکت میشوی یا مجبور به سکوتت میکنند. در کریمه یک ده قدیمی هست. شاید آنجا امیدی پیدا کنی.
عبدالرحمان:
حق با توست، یوسف. دیدن این حال قونیه سختتر از غربت رفتن است.
Altyazı:
Hacı Yusuf: Brother Abdurrahman, if you stay here, you will either be silenced by fear or by force. There is an old village in Crimea. Perhaps you will find hope there.
Abdurrahman: You’re right, Yusuf. Seeing Konya like this is harder than living in exile.
KIRIM RÜZGARI - 2. Bölüm: Kırım’da Masallar
Sahne 1: Kırım’da bir köy meydanı
(Abdurrahman, köyde Selime ile tanışır. Selime, gençlere bir masal anlatmaktadır.)
Selime:
Evlatlarım, Anka Kuşu’nun yuvasını kaybettiği günü bilir misiniz? O gün, rüzgar bile ağlamıştı... Ama Anka sabretmiş ve küllerinden yeniden doğmuştu.
Abdurrahman:
Bu masal, sanki bugünlere bir işaret. Sabır, inançla birleşince neler başarılmaz ki?
Farsça Çeviri:
سلیمه:
بچهها، آیا روزی که ققنوس لانهاش را گم کرد، به یاد دارید؟ آن روز حتی باد هم گریه میکرد... اما ققنوس صبر کرد و از خاکسترش دوباره متولد شد.
عبدالرحمان:
این افسانه انگار اشاره به همین روزهاست. صبر وقتی با ایمان ترکیب شود، چه کارها نمیشود کرد؟
Altyazı:
Selime: My children, do you know the day the Phoenix lost its nest? That day, even the wind wept... But the Phoenix was patient and rose again from its ashes.
Abdurrahman: This tale seems like a sign for these times. When patience joins faith, what can’t be achieved?
Sahne 2: Köyde bir tartışma
(Kara Çoban köylülere baskı yapar, Abdurrahman direnir.)
Kara Çoban:
Kimse burada eski alışkanlıklarını yaşatamaz! Sovyet topraklarında kurallar bellidir.
Abdurrahman:
Kurallar değişir, ama hakikat baki kalır. Biz köklerimizi unutursak, kim olduğumuzu da unuturuz.
Farsça Çeviri:
چوپان سیاه:
هیچکس نمیتواند اینجا عادات قدیمی خود را زنده کند! در خاکهای شوروی قوانین مشخص است.
عبدالرحمان:
قوانین تغییر میکند، اما حقیقت باقی میماند. اگر ریشههای خود را فراموش کنیم، خودمان را هم فراموش خواهیم کرد.
Altyazı:
Kara Çoban: No one can revive their old habits here! On Soviet soil, the rules are clear.
Abdurrahman: Rules change, but the truth remains. If we forget our roots, we forget ourselves.
KIRIM RÜZGARI - 1. Bölüm: Konya’dan Kırım’a
Türkçe Transkript
Sahne 1: Konya'daki cami
(Abdurrahman Derviş, eski bir camiye girer. Cami ahır olarak kullanılmaktadır. Duvardaki eski Kur’an ayetlerine bakarken gözleri doludur.)
Abdurrahman:
Bu kadar mı düştük, ya Rab? Cami mi ahır olur?
(Çevresine bakar, sessizce konuşur.)
Hangi gönül buna razı olur?
Sahne 2: Konya sokakları
(Abdurrahman, bir dostu olan Hacı Yusuf’la konuşur. Yusuf, Kırım’a gitmesini önerir.)
Hacı Yusuf:
Abdurrahman kardeş, burada kalırsan ya korkuyla susarsın ya da susturulursun. Kırım’da eski bir köy var. Orada belki bir umut bulursun.
Abdurrahman:
Haklısın, Yusuf. Konya’nın bu hâlini görmektense gurbete gitmek daha hayırlı.
Sahne 3: Tren Garı
(Abdurrahman, bir torba eşyasıyla trene biner. Tren hareket ederken Konya’nın taş sokaklarına son bir kez bakar.)
Abdurrahman:
Hakkını helal et Konya... Bir gün döneceğim. Ama bu topraklar yeniden hakikatle buluşacak.
KIRIM RÜZGARI - 2. Bölüm: Kırım’da Masallar
Sahne 1: Kırım’da bir köy meydanı
(Abdurrahman, köyde Selime ile tanışır. Selime, gençlere bir masal anlatmaktadır.)
Selime:
Evlatlarım, Anka Kuşu’nun yuvasını kaybettiği günü bilir misiniz? O gün, rüzgar bile ağlamıştı... Ama Anka sabretmiş ve küllerinden yeniden doğmuştu.
Abdurrahman:
Bu masal, sanki bugünlere bir işaret. Sabır, inançla birleşince neler başarılmaz ki?
Selime:
Öyle ya, derviş. Sabırla yoğrulan gönül, en ağır yükü bile taşır.
Sahne 2: Köyde bir tartışma
(Kara Çoban köylülere baskı yapar, Abdurrahman direnir.)
Kara Çoban:
Kimse burada eski alışkanlıklarını yaşatamaz! Sovyet topraklarında kurallar bellidir.
Abdurrahman:
Kurallar değişir, ama hakikat baki kalır. Biz köklerimizi unutursak, kim olduğumuzu da unuturuz.
Kara Çoban:
Kim olduğunuz artık önemli değil. Burada tek kimlik Sovyet kimliğidir!
Abdurrahman:
O kimlik, bizim dilimizi, dinimizi ve ruhumuzu yok edemez. Biz Anka Kuşu gibi küllerimizden doğarız.
KIRIM RÜZGARI - 1. Bölüm: Konya’dan Kırım’a
Türkçe-Farsça Transkript
Sahne 1: Konya'daki cami
(Abdurrahman Derviş, eski bir camiye girer. Cami ahır olarak kullanılmaktadır. Duvardaki eski Kur’an ayetlerine bakarken gözleri doludur.)
Abdurrahman:
Bu kadar mı düştük, ya Rab? Cami mi ahır olur?
(Çevresine bakar, sessizce konuşur.)
Hangi gönül buna razı olur?
Farsça Çeviri:
عبدالرحمان:
آیا اینقدر سقوط کردیم، یا رب؟ آیا مسجد طویله میشود؟
(دور و برش را نگاه میکند و با خود میگوید.)
کدام دل به این راضی میشود؟
Sahne 2: Konya sokakları
(Abdurrahman, bir dostu olan Hacı Yusuf’la konuşur. Yusuf, Kırım’a gitmesini önerir.)
Hacı Yusuf:
Abdurrahman kardeş, burada kalırsan ya korkuyla susarsın ya da susturulursun. Kırım’da eski bir köy var. Orada belki bir umut bulursun.
Farsça Çeviri:
حاجی یوسف:
عبدالرحمان برادر، اگر اینجا بمانی یا با ترس ساکت میشوی یا مجبور به سکوتت میکنند. در کریمه یک ده قدیمی هست. شاید آنجا امیدی پیدا کنی.
Abdurrahman:
Haklısın, Yusuf. Konya’nın bu hâlini görmektense gurbete gitmek daha hayırlı.
Farsça Çeviri:
عبدالرحمان:
حق با توست، یوسف. دیدن این حال قونیه سختتر از غربت رفتن است.
KIRIM RÜZGARI - 2. Bölüm: Kırım’da Masallar
Sahne 1: Kırım’da bir köy meydanı
(Abdurrahman, köyde Selime ile tanışır. Selime, gençlere bir masal anlatmaktadır.)
Selime:
Evlatlarım, Anka Kuşu’nun yuvasını kaybettiği günü bilir misiniz? O gün, rüzgar bile ağlamıştı... Ama Anka sabretmiş ve küllerinden yeniden doğmuştu.
Farsça Çeviri:
سلیمه:
بچهها، آیا روزی که ققنوس لانهاش را گم کرد، به یاد دارید؟ آن روز حتی باد هم گریه میکرد... اما ققنوس صبر کرد و از خاکسترش دوباره متولد شد.
Abdurrahman:
Bu masal, sanki bugünlere bir işaret. Sabır, inançla birleşince neler başarılmaz ki?
Farsça Çeviri:
عبدالرحمان:
این افسانه انگار اشاره به همین روزهاست. صبر وقتی با ایمان ترکیب شود، چه کارها نمیشود کرد؟
Sahne 2: Köyde bir tartışma
(Kara Çoban köylülere baskı yapar, Abdurrahman direnir.)
Kara Çoban:
Kimse burada eski alışkanlıklarını yaşatamaz! Sovyet topraklarında kurallar bellidir.
Farsça Çeviri:
چوپان سیاه:
هیچکس نمیتواند اینجا عادات قدیمی خود را زنده کند! در خاکهای شوروی قوانین مشخص است.
Abdurrahman:
Kurallar değişir, ama hakikat baki kalır. Biz köklerimizi unutursak, kim olduğumuzu da unuturuz.
Farsça Çeviri:
عبدالرحمان:
قوانین تغییر میکند، اما حقیقت باقی میماند. اگر ریشههای خود را فراموش کنیم، خودمان را هم فراموش خواهیم کرد.
KIRIM RÜZGARI - 2. Bölüm: Kırım’da Masallar
Türkçe-Farsça Transkript
Sahne 1: Kırım’da köy meydanı
(Abdurrahman köye gelir. Selime köy meydanında toplanmış gençlere masal anlatmaktadır. Abdurrahman uzaktan dinler.)
Selime:
Evlatlarım, Anka Kuşu’nun yuvasını kaybettiği günü bilir misiniz? O gün rüzgar bile ağlamıştı... Ama Anka sabretmiş, küllerinden yeniden doğmuştu. Bu masal bize şunu öğretir: Sabır, en zor zamanlarda bile bizi yeniden ayağa kaldırır.
Farsça Çeviri:
سلیمه:
بچهها، آیا روزی که ققنوس لانهاش را گم کرد، به یاد دارید؟ آن روز حتی باد هم گریه میکرد... اما ققنوس صبر کرد و از خاکسترش دوباره متولد شد. این افسانه به ما یاد میدهد که صبر حتی در سختترین لحظات هم ما را دوباره سر پا میکند.
Abdurrahman:
(Araya girer) Ne güzel söylediniz hanımefendi. Bu masalın hikmeti, bugün hepimize bir ders.
Farsça Çeviri:
عبدالرحمان:
(داخل صحبت میشود) چه زیبا گفتید، خانم. حکمت این افسانه امروز برای همه ما یک درس است.
Selime:
Siz yabancısınız, değil mi? Nereden geldiniz?
Farsça Çeviri:
سلیمه:
شما غریبه هستید، نه؟ از کجا آمدهاید؟
Abdurrahman:
Ben Konya’dan geldim. Ancak görüyorum ki burada da bizim hikayelerimiz, bizim masallarımız yaşamaya devam ediyor.
Farsça Çeviri:
عبدالرحمان:
من از قونیه آمدهام. اما میبینم که اینجا هم داستانها و افسانههای ما هنوز زنده هستند.
Selime:
Masal sadece masal değildir derviş. Masal, bazen bir halkın hafızasıdır.
Farsça Çeviri:
سلیمه:
افسانه فقط افسانه نیست، درویش. افسانه گاهی حافظه یک ملت است.
Sahne 2: Köyde bir tartışma
(Kara Çoban köy meydanına gelir. İnsanlar masal dinlerken onlara bağırır.)
Kara Çoban:
Burada kimse boş hikayeler dinlemeyecek! Bu masallar, sizin zayıflığınızı artırır. Biz Sovyetiz! Güçlü olmanın zamanı geldi.
Farsça Çeviri:
چوپان سیاه:
هیچکس اینجا داستانهای بیهوده گوش نخواهد داد! این افسانهها شما را ضعیفتر میکند. ما شوروی هستیم! وقت قوی شدن است.
Abdurrahman:
Güç, geçmişini unutarak mı kazanılır? İnsan köklerini unutursa, rüzgarda savrulan bir yaprak gibi olur.
Farsça Çeviri:
عبدالرحمان:
قدرت با فراموش کردن گذشته به دست میآید؟ اگر انسان ریشههای خود را فراموش کند، مانند برگی در باد پراکنده میشود.
Kara Çoban:
Kökleriniz önemli değil. Yeni bir kimlik, yeni bir dünya kuruyoruz.
Farsça Çeviri:
چوپان سیاه:
ریشههای شما مهم نیست. ما هویتی جدید و دنیایی جدید میسازیم.
Selime:
Yeni kimlik eski ruhu yok ederse, o kimlik bir hayalden öteye geçemez.
Farsça Çeviri:
سلیمه:
اگر هویت جدید روح قدیمی را نابود کند، آن هویت چیزی جز یک خیال نخواهد بود.
Sahne 3: Köy halkının toplanması
(Abdurrahman köydeki gençlerle konuşur. Onlara cesaret vermeye çalışır.)
Abdurrahman:
Gençler, bir milletin geleceği, geçmişine bağlıdır. Bizi köksüz yapmaya çalışıyorlar, ama unutmayın: Anka Kuşu, kendi küllerinden doğar. Biz de bu zorluklardan yeniden yükseleceğiz.
Farsça Çeviri:
عبدالرحمان:
جوانان، آینده یک ملت به گذشتهاش بستگی دارد. آنها میخواهند ما را بیریشه کنند، اما فراموش نکنید: ققنوس از خاکستر خود متولد میشود. ما هم از این سختیها دوباره بلند خواهیم شد.
Bir Genç:
Ama derviş, bize karşı çok güçlüler. Biz ne yapabiliriz ki?
Farsça Çeviri:
یک جوان:
اما درویش، آنها خیلی قوی هستند. ما چه کاری میتوانیم انجام دهیم؟
Abdurrahman:
Sabır ve birlikle, kimse bizi yenemez.
Farsça Çeviri:
عبدالرحمان:
با صبر و اتحاد، هیچکس نمیتواند ما را شکست دهد.
KIRIM RÜZGARI - 2. Bölüm: Kırım’da Masallar
Türkçe-Farsça Transkript
Sahne 1: Kırım’da köy meydanı
(Abdurrahman köye gelir. Selime köy meydanında toplanmış gençlere masal anlatmaktadır. Abdurrahman uzaktan dinler.)
Selime:
Evlatlarım, Anka Kuşu’nun yuvasını kaybettiği günü bilir misiniz? O gün rüzgar bile ağlamıştı... Ama Anka sabretmiş, küllerinden yeniden doğmuştu. Bu masal bize şunu öğretir: Sabır, en zor zamanlarda bile bizi yeniden ayağa kaldırır.
Farsça Çeviri:
سلیمه:
بچهها، آیا روزی که ققنوس لانهاش را گم کرد، به یاد دارید؟ آن روز حتی باد هم گریه میکرد... اما ققنوس صبر کرد و از خاکسترش دوباره متولد شد. این افسانه به ما یاد میدهد که صبر حتی در سختترین لحظات هم ما را دوباره سر پا میکند.
Türkçe Transkript:
Selime: Çocuklar, Anka Kuşu’nun yuvasını kaybettiği günü hatırlıyor musunuz? O gün, rüzgar bile ağlamıştı... Ama Anka sabretti ve küllerinden yeniden doğdu. Bu masal bize, sabrın en zor zamanlarda bile bizi ayağa kaldıracağını öğretir.
Abdurrahman:
(Araya girer) Ne güzel söylediniz hanımefendi. Bu masalın hikmeti, bugün hepimize bir ders.
Farsça Çeviri:
عبدالرحمان:
(داخل صحبت میشود) چه زیبا گفتید، خانم. حکمت این افسانه امروز برای همه ما یک درس است.
Türkçe Transkript:
Abdurrahman: Çok güzel söylediniz hanımefendi. Bu masalın hikmeti, bugün hepimize bir ders niteliğinde.
Selime:
Siz yabancısınız, değil mi? Nereden geldiniz?
Farsça Çeviri:
سلیمه:
شما غریبه هستید، نه؟ از کجا آمدهاید؟
Türkçe Transkript:
Selime: Siz yabancısınız, değil mi? Nereden geldiniz?
Abdurrahman:
Ben Konya’dan geldim. Ancak görüyorum ki burada da bizim hikayelerimiz, bizim masallarımız yaşamaya devam ediyor.
Farsça Çeviri:
عبدالرحمان:
من از قونیه آمدهام. اما میبینم که اینجا هم داستانها و افسانههای ما هنوز زنده هستند.
Türkçe Transkript:
Abdurrahman: Konya’dan geldim. Ama burada da bizim hikayelerimizin, masallarımızın yaşadığını görüyorum.
Selime:
Masal sadece masal değildir derviş. Masal, bazen bir halkın hafızasıdır.
Farsça Çeviri:
سلیمه:
افسانه فقط افسانه نیست، درویش. افسانه گاهی حافظه یک ملت است.
Türkçe Transkript:
Selime: Masal sadece masal değildir derviş. Masal, bazen bir halkın hafızasıdır.
Sahne 2: Köyde bir tartışma
(Kara Çoban köy meydanına gelir. İnsanlar masal dinlerken onlara bağırır.)
Kara Çoban:
Burada kimse boş hikayeler dinlemeyecek! Bu masallar, sizin zayıflığınızı artırır. Biz Sovyetiz! Güçlü olmanın zamanı geldi.
Farsça Çeviri:
چوپان سیاه:
هیچکس اینجا داستانهای بیهوده گوش نخواهد داد! این افسانهها شما را ضعیفتر میکند. ما شوروی هستیم! وقت قوی شدن است.
Türkçe Transkript:
Kara Çoban: Burada kimse boş masallar dinlemeyecek! Bu masallar, sizi zayıf yapar. Biz Sovyetiz! Güçlü olma zamanı geldi.
Abdurrahman:
Güç, geçmişini unutarak mı kazanılır? İnsan köklerini unutursa, rüzgarda savrulan bir yaprak gibi olur.
Farsça Çeviri:
عبدالرحمان:
قدرت با فراموش کردن گذشته به دست میآید؟ اگر انسان ریشههای خود را فراموش کند، مانند برگی در باد پراکنده میشود.
Türkçe Transkript:
Abdurrahman: Güç, geçmişini unutarak mı kazanılır? İnsan köklerini unutursa, rüzgarda savrulan bir yaprak gibi olur.
Kara Çoban:
Kökleriniz önemli değil. Yeni bir kimlik, yeni bir dünya kuruyoruz.
Farsça Çeviri:
چوپان سیاه:
ریشههای شما مهم نیست. ما هویتی جدید و دنیایی جدید میسازیم.
Türkçe Transkript:
Kara Çoban: Kökleriniz önemli değil. Biz yeni bir kimlik ve yeni bir dünya kuruyoruz.
Selime:
Yeni kimlik eski ruhu yok ederse, o kimlik bir hayalden öteye geçemez.
Farsça Çeviri:
سلیمه:
اگر هویت جدید روح قدیمی را نابود کند، آن هویت چیزی جز یک خیال نخواهد بود.
Türkçe Transkript:
Selime: Yeni kimlik eski ruhu yok ederse, o kimlik bir hayalden öteye geçemez.
KIRIM RÜZGARI - 2. Bölüm: Kırım’da Masallar
Türkçe-Farsça Transkript
Sahne 1: Kırım’da köy meydanı
(Abdurrahman köye gelir. Selime köy meydanında toplanmış gençlere masal anlatmaktadır. Abdurrahman uzaktan dinler.)
Selime:
Farsça:
بچهها، آیا روزی که ققنوس لانهاش را گم کرد، به یاد دارید؟ آن روز حتی باد هم گریه میکرد... اما ققنوس صبر کرد و از خاکسترش دوباره متولد شد. این افسانه به ما یاد میدهد که صبر حتی در سختترین لحظات هم ما را دوباره سر پا میکند.
Farsçanın Türkçe Transkribi:
Bachehâ, âyâ roozî ke ghoghnoos lâne'ash râ gom kard, be yâd dârid? Ân rooz hattâ bâd ham gerye mikard... Ammâ ghoghnoos sabr kard va az khâkestarash dobare motevalled shod. In afsâneh be mâ yâd midahad ke sabr hattâ dar sakht'tarin lahazât ham mâ râ dobare sar pâ mikonad.
Türkçe Meali:
Çocuklar, Anka Kuşu’nun yuvasını kaybettiği günü hatırlıyor musunuz? O gün, rüzgar bile ağlamıştı... Ama Anka sabretti ve küllerinden yeniden doğdu. Bu masal bize sabrın, en zor anlarda bile bizi yeniden ayağa kaldıracağını öğretir.
Abdurrahman:
Farsça:
چه زیبا گفتید، خانم. حکمت این افسانه امروز برای همه ما یک درس است.
Farsçanın Türkçe Transkribi:
Che zibâ goftid, khânom. Hekmat-e in afsâneh emrooz barâye hamey-e mâ yek dars ast.
Türkçe Meali:
Ne güzel söylediniz hanımefendi. Bu masalın hikmeti, bugün hepimize bir ders niteliğinde.
Selime:
Farsça:
شما غریبه هستید، نه؟ از کجا آمدهاید؟
Farsçanın Türkçe Transkribi:
Shomâ gharibe hastid, na? Az kojâ âmade'id?
Türkçe Meali:
Siz yabancısınız, değil mi? Nereden geldiniz?
Abdurrahman:
Farsça:
من از قونیه آمدهام. اما میبینم که اینجا هم داستانها و افسانههای ما هنوز زنده هستند.
Farsçanın Türkçe Transkribi:
Man az Ghoniyâ âmade'am. Ammâ mibinam ke injâ ham dâstânhâ va afsânehhâye mâ hanooz zende hastand.
Türkçe Meali:
Ben Konya’dan geldim. Ancak görüyorum ki burada da bizim hikayelerimiz, bizim masallarımız yaşamaya devam ediyor.
Selime:
Farsça:
افسانه فقط افسانه نیست، درویش. افسانه گاهی حافظه یک ملت است.
Farsçanın Türkçe Transkribi:
Afsâneh faghat afsâneh nist, darvish. Afsâneh gâhi hâfeze-ye yek mellat ast.
Türkçe Meali:
Masal sadece masal değildir derviş. Masal, bazen bir halkın hafızasıdır.
Sahne 2: Köyde bir tartışma
(Kara Çoban köy meydanına gelir. İnsanlar masal dinlerken onlara bağırır.)
Kara Çoban:
Farsça:
هیچکس اینجا داستانهای بیهوده گوش نخواهد داد! این افسانهها شما را ضعیفتر میکند. ما شوروی هستیم! وقت قوی شدن است.
Farsçanın Türkçe Transkribi:
Hich kas injâ dâstânhâye bihuode gosh nakhâhad dâd! In afsânehhâ shomâ râ za'if'tar mikonad. Mâ Shoravi hastim! Vaght-e ghavi shodan ast.
Türkçe Meali:
Burada kimse boş hikayeler dinlemeyecek! Bu masallar, sizi zayıf yapar. Biz Sovyetiz! Güçlü olma zamanı geldi.
Abdurrahman:
Farsça:
قدرت با فراموش کردن گذشته به دست میآید؟ اگر انسان ریشههای خود را فراموش کند، مانند برگی در باد پراکنده میشود.
Farsçanın Türkçe Transkribi:
Ghadrat bâ farâmoush kardan-e gozashte be dast mi'âyad? Agar ensân rishe'hâye khod râ farâmoush konad, manand barghi dar bâd parâkande mishavad.
Türkçe Meali:
Güç, geçmişini unutarak mı kazanılır? İnsan köklerini unutursa, rüzgarda savrulan bir yaprak gibi olur.
Bu formatı diğer sahnelere de uygulayabilirim. İlerlememi istediğiniz bölümleri belirtmeniz yeterli!
KIRIM RÜZGARI - 2. Bölüm: Kırım’da Masallar (Devam)
Türkçe-Farsça Transkript
Kara Çoban:
Farsça:
ریشههای شما مهم نیست. ما هویتی جدید و دنیایی جدید میسازیم.
Farsçanın Türkçe Transkribi:
Rishehâye shomâ mohem nist. Mâ hoviyati jadid va donyâyi jadid misâzim.
Türkçe Meali:
Kökleriniz önemli değil. Biz yeni bir kimlik ve yeni bir dünya kuruyoruz.
Selime:
Farsça:
اگر هویت جدید روح قدیمی را نابود کند، آن هویت چیزی جز یک خیال نخواهد بود.
Farsçanın Türkçe Transkribi:
Agar hoviyat-e jadid rooh-e ghadimi râ naboud konad, ân hoviyat chizi joz yek khiyâl nakhâhad boud.
Türkçe Meali:
Yeni kimlik eski ruhu yok ederse, o kimlik bir hayalden öteye geçemez.
Abdurrahman:
Farsça:
صبوری و اتحاد ما را دوباره زنده خواهد کرد. هرگز امیدمان را از دست ندهیم.
Farsçanın Türkçe Transkribi:
Sabori va ettehâd mâ râ dobare zende khâhad kard. Hargez omideman râ az dast nadehim.
Türkçe Meali:
Sabır ve birlik bizi yeniden diriltecek. Asla umudumuzu kaybetmeyelim.
Bir Genç:
Farsça:
اما درویش، آنها خیلی قوی هستند. ما چه کار میتوانیم انجام دهیم؟
Farsçanın Türkçe Transkribi:
Ammâ darvish, ânhâ kheili ghavi hastand. Mâ che kâr mitavânim anjâm dahim?
Türkçe Meali:
Ama derviş, onlar çok güçlü. Biz ne yapabiliriz ki?
Abdurrahman:
Farsça:
ققنوس هم در آتش نابود شد، اما از خاکسترش متولد شد. ما هم میتوانیم مانند او قوی شویم.
Farsçanın Türkçe Transkribi:
Ghoghnoos ham dar âtash nâboud shod, ammâ az khâkestarash motevalled shod. Mâ ham mitavânim manand-e ou ghavi shavim.
Türkçe Meali:
Anka Kuşu da ateşte yok oldu, ama küllerinden yeniden doğdu. Biz de onun gibi güçlü olabiliriz.
Selime:
Farsça:
پس بیایید مثل ققنوس صبور باشیم و راه خود را پیدا کنیم.
Farsçanın Türkçe Transkribi:
Pas biyâid mesl-e ghoghnoos sabour bâshim va râh-e khod râ peydâ konim.
Türkçe Meali:
O zaman Anka Kuşu gibi sabırlı olalım ve kendi yolumuzu bulalım.
Köylülerden biri:
Farsça:
ما نمیتوانیم تسلیم شویم. ریشههای ما قویتر از باد و توفان است.
Farsçanın Türkçe Transkribi:
Mâ nemitavânim taslim shavim. Rishehâye mâ ghavi'tar az bâd va toofân ast.
Türkçe Meali:
Biz teslim olamayız. Köklerimiz rüzgar ve fırtınadan daha güçlüdür.
Abdurrahman:
Farsça:
به همین دلیل باید متحد شویم. اتحاد، کلید آینده ماست.
Farsçanın Türkçe Transkribi:
Be hamin dalil bâyad motehed shavim. Ettehâd, kelid-e âyande-ye mâst.
Türkçe Meali:
Bu yüzden birleşmeliyiz. Birlik, bizim geleceğimizin anahtarıdır.
Sahne 3: Köy halkının toplanması
(Abdurrahman ve köylüler bir araya gelir, Kara Çoban’a karşı direnişi planlarlar.)
Bir Kadın:
Farsça:
ما همیشه میترسیدیم، اما حالا امید داریم. این یک شروع جدید است.
Farsçanın Türkçe Transkribi:
Mâ hamishe mitarsidim, ammâ hâlâ omid dârim. In yek shoru-e jadid ast.
Türkçe Meali:
Biz hep korkardık, ama şimdi umudumuz var. Bu, yeni bir başlangıç.
Abdurrahman:
Farsça:
خداوند همیشه با کسانی است که ایمان و صبر دارند. ما پیروز خواهیم شد.
Farsçanın Türkçe Transkribi:
Khoda-vand hamishe bâ kasâni ast ke imân va sabr dârand. Mâ pirooz khâhim shod.
Türkçe Meali:
Allah, daima iman ve sabır sahipleriyle beraberdir. Biz kazanacağız.
KIRIM RÜZGARI - 3. Bölüm: Direniş Başlıyor
Türkçe-Farsça Transkript
Sahne 1: Köyde Toplantı
(Abdurrahman köy halkını toplar ve onlara planını açıklar.)
Abdurrahman:
Farsça:
ما نمیتوانیم فقط نگاه کنیم و اجازه دهیم که فرهنگ و ریشههای ما از بین بروند. وقت آن رسیده که با شجاعت بایستیم.
Farsçanın Türkçe Transkribi:
Mâ nemitavânim faghat negâh konim va ejâze dahim ke farhang va rishehâye mâ az beyn beravand. Vaght-e ân reside ke bâ shojâat bâyestim.
Türkçe Meali:
Biz sadece izleyip, kültürümüzün ve köklerimizin yok olmasına izin veremeyiz. Artık cesaretle ayağa kalkma zamanı geldi.
Bir Genç:
Farsça:
اما درویش، ما تعداد کمی هستیم. آنها سربازان و سلاح دارند. ما چگونه میتوانیم مقاومت کنیم؟
Farsçanın Türkçe Transkribi:
Ammâ darvish, mâ tedâd-e kami hastim. Ânhâ sarbâzân va selâh dârand. Mâ chegouneh mitavânim moghâvemat konim?
Türkçe Meali:
Ama derviş, biz çok azız. Onların askerleri ve silahları var. Biz nasıl direnebiliriz?
Abdurrahman:
Farsça:
ما نیازی به سلاح نداریم. ایمان، صبر و اتحاد قویترین سلاح ماست. وقتی همه با هم باشیم، هیچ چیزی نمیتواند ما را شکست دهد.
Farsçanın Türkçe Transkribi:
Mâ niâzi be selâh nadârim. Imân, sabr va ettehâd ghavi'tarin selâh-e mâst. Vaghti hame bâ ham bâshim, hich chizi nemitavânad mâ râ shekast dahad.
Türkçe Meali:
Bizim silaha ihtiyacımız yok. İman, sabır ve birlik en güçlü silahımızdır. Hep birlikte olduğumuzda hiçbir şey bizi yenemez.
Selime:
Farsça:
درویش درست میگوید. ما باید داستانهای اجدادمان را به یاد بیاوریم. آنها همیشه با اتحاد پیروز شدند.
Farsçanın Türkçe Transkribi:
Darvish dorost migooyad. Mâ bâyad dâstânhâye ajdâdamân râ be yâd biyâvarim. Ânhâ hamishe bâ ettehâd pirooz shodand.
Türkçe Meali:
Derviş doğru söylüyor. Atalarımızın hikayelerini hatırlamalıyız. Onlar daima birlikle kazandılar.
Bir Kadın:
Farsça:
ما باید فرزندانمان را قوی کنیم و به آنها بیاموزیم که از هویت خود دفاع کنند.
Farsçanın Türkçe Transkribi:
Mâ bâyad farzandânemân râ ghavi konim va be ânhâ biâmouzim ke az hoviyat-e khod defâ konand.
Türkçe Meali:
Çocuklarımızı güçlü yetiştirmeliyiz ve onlara kimliklerini savunmayı öğretmeliyiz.
Abdurrahman:
Farsça:
بیایید قدم اول را با دعا و تصمیم قوی شروع کنیم. خداوند همیشه با کسانی است که برای حق میجنگند.
Farsçanın Türkçe Transkribi:
Biyâid ghadam-e avval râ bâ doâ va tasmim-e ghavi shorou konim. Khodâ-vand hamishe bâ kasâni ast ke barâye haq mijangand.
Türkçe Meali:
İlk adımı dua ve güçlü bir kararlılıkla atalım. Allah, her zaman hak için savaşanların yanındadır.
Sahne 2: Direniş Planları
(Abdurrahman köyde bir ibadethane oluşturulmasını önerir ve köylüler sessizce çalışmaya başlar.)
Selime:
Farsça:
اگر ما بتوانیم یک مکان مقدس ایجاد کنیم، روحیه مردم قویتر خواهد شد.
Farsçanın Türkçe Transkribi:
Agar mâ betavânim yek makân-e moghaddas ijâd konim, roohiye-ye mardom ghavi'tar khâhad shod.
Türkçe Meali:
Eğer kutsal bir mekan oluşturabilirsek, insanların morali daha da güçlenecektir.
Bir Yaşlı Adam:
Farsça:
این مکان میتواند مکانی برای دعا و گردهمایی ما باشد. ما به مکانی نیاز داریم که به ما امید بدهد.
Farsçanın Türkçe Transkribi:
In makân mitavânad makâni barâye doâ va gardhamâyi mâ bâshad. Mâ be makâni niâz dârim ke be mâ omid bedehad.
Türkçe Meali:
Bu mekan, bizim için bir dua ve buluşma yeri olabilir. Bize umut verecek bir yere ihtiyacımız var.
Abdurrahman:
Farsça:
ما از این مکان برای آموزش فرزندانمان و بازگشت به ریشههای خود استفاده خواهیم کرد.
Farsçanın Türkçe Transkribi:
Mâ az in makân barâye âmoozesh-e farzandânemân va bâzgasht be rishehâye khod estefâde khâhim kard.
Türkçe Meali:
Bu mekanı, çocuklarımızı eğitmek ve köklerimize dönmek için kullanacağız.
Sahne 3: Kara Çoban’ın Casusları
(Kara Çoban köydeki çalışmaları fark eder ve köylüleri tehdit eder.)
Kara Çoban:
Farsça:
شما نمیتوانید در اینجا قوانین جدید را نادیده بگیرید. هرکسی که مقاومت کند مجازات خواهد شد.
Farsçanın Türkçe Transkribi:
Shomâ nemitavânid dar injâ ghavânin-e jadid râ nâdide begirid. Harkasi ke moghâvemat konad mojâzât khâhad shod.
Türkçe Meali:
Burada yeni kuralları görmezden gelemezsiniz. Direnen herkes cezalandırılacak.
Abdurrahman:
Farsça:
ما از حقیقت دست نخواهیم کشید، حتی اگر مجازات شویم.
Farsçanın Türkçe Transkribi:
Mâ az haqiqât dast nakhâhim keshid, hattâ agar mojâzât shavim.
Türkçe Meali:
Biz hakikatten vazgeçmeyeceğiz, cezalandırılsak bile.