Anahtardan QR Koda: Konya’da Sessiz Devrim
QR Kodlu Araç Teslimi
1.
Türkçe:
Anahtar, babadan kalan bir hatıra gibiydi,
Cep delik de olsa, cebin derinliğinde taşınırdı.
Farsça:
کلید، همچون یادگاری از پدر بود،
حتی اگر جیب پاره بود، در ژرفای آن حمل میشد.
Transkripsiyon:
Kelid, hamçun yâdgârî az pedar bud,
Hattâ agar jîb pâre bud, dar zharfây-ye ân haml mi-şod.
2.
Türkçe:
Artık cebimizden anahtar düşmüyor,
Çünkü geleceğimiz ekranın ışığında saklı.
Farsça:
دیگر کلید از جیب ما نمیافتد،
زیرا آینده در روشنایی صفحه پنهان است.
Transkripsiyon:
Dîgar kelid az jîb-e mâ nemi-oftad,
Zîrâ âyande dar roşenâ-ye safhe penhân ast.
3.
Türkçe:
Demirin sesi yerine, elektronik bir tık yükseldi,
Sessizlikte açılan kapılar, çağın dilini fısıldadı.
Farsça:
به جای صدای آهن، تیک الکترونیکی برخاست،
درهایی که در سکوت گشوده شدند، زبان عصر را زمزمه کردند.
Transkripsiyon:
Be jây-e sedây-e âhan, tik-e elektrônîkî barxâst,
Darhâyî ke dar sukût goşûde şodand, zabân-e asr râ zamzeme kardand.
4.
Türkçe:
Konya’nın tren garında bir adam QR kodunu okuttu,
Ve o anda tarih, yeni bir sayfa çevirdi.
Farsça:
در ایستگاه قطار قونیه، مردی کُد را خواند،
و همان دم تاریخ، صفحهای تازه ورق زد.
Transkripsiyon:
Dar îstgâh-e qatar-e Qûniya, mardî kod râ khvând,
Va hamân dam târîx, safhe-î tâze varaq zad.
5.
Türkçe:
Eskiden anahtar kaybolunca panik başlardı,
Şimdi tek dert, telefonun şarjıdır.
Farsça:
پیشتر با گم شدن کلید هراس آغاز میشد،
اکنون تنها دغدغه، شارژ تلفن است.
Transkripsiyon:
Pîş-tar bâ gom şodan-e kelid harâs âghâz mi-şod,
Aknûn tanhâ daqdeqe, şârj-e telefon ast.
6.
Türkçe:
Anahtar, insanın sabrını ölçerdi,
QR kod ise hızın putuna secde ettiriyor.
Farsça:
کلید، صبر انسان را میآزمود،
اما کُد، آدمی را به بتِ سرعت سجده میدهد.
Transkripsiyon:
Kelid, sabr-e ensân râ mi-âzmûd,
Amâ kod, âdamî râ be bot-e sor‘at sejde mi-dehad.
7.
Türkçe:
Konya sokaklarında bir sessizlik vardı,
Ama QR kodun ışığı, geleceğin ezanını okudu.
Farsça:
در کوچههای قونیه سکوتی گسترده بود،
اما نور کُد، اذانِ آینده را تلاوت کرد.
Transkripsiyon:
Dar kuche-hây-e Qûniya sukûtî gostar de bud,
Amâ nûr-e kod, azân-e âyande râ telâvat kard.
8.
Türkçe:
Demir anahtar cebimizden düşünce,
Sanki tarihin yükü de sırtımızdan indi.
Farsça:
وقتی کلید آهنی از جیب ما افتاد،
گویا بار تاریخ نیز از دوش ما فرود آمد.
Transkripsiyon:
Vaqtî kelid-e âhanî az jîb-e mâ oftâd,
Gûyâ bâr-e târîx nîz az dûş-e mâ forûd âmad.
9.
Türkçe:
Bir çocuk dedesine sordu: “Dede, anahtar neydi?”
Dede gülümsedi: “QR kodun demirden atası.”
Farsça:
کودکی از پدربزرگ پرسید: «کلید چه بود؟»
پدربزرگ لبخند زد: «پدرِ آهنینِ کُد.»
Transkripsiyon:
Kûdakî az pedar-bozorg porsîd: “Kelid çe bud?”
Pedar-bozorg labxand zad: “Pedar-e âhanîn-e kod.”
10.
Türkçe:
Eskiden dua edilirdi kapı açılsın diye,
Şimdi internet çekmezse, kapı kapalı kalır.
Farsça:
پیشتر برای گشوده شدن در دعا میکردند،
اکنون اگر اینترنت نباشد، در بسته میماند.
Transkripsiyon:
Pîş-tar barâye goşûde şodan-e dar do‘â mi-kardand,
Aknûn agar internet nabâşad, dar baste mi-mânad.
11.
Türkçe:
Dervish Oto dedi: “Biz sadece araba vermiyoruz,
Geleceğin kapılarını da açıyoruz.”
Farsça:
درویش اوتو گفت: «ما تنها خودرو نمیدهیم،
بلکه درهای آینده را میگشاییم.»
Transkripsiyon:
Dervish Oto goft: “Mâ tanhâ xodro nemi-dehim,
Balke darhâ-ye âyande râ mi-goşâyim.”
12.
Türkçe:
QR kod, küçük bir işaretti belki,
Ama içinde Konya’dan başlayan bir devrim saklıydı.
Farsça:
کُد شاید نشانی کوچک بود،
اما در دلش انقلابی از قونیه پنهان داشت.
Transkripsiyon:
Kod şâyad neshânî-ye kûçek bud,
Amâ dar del-ash enqelâbî az Qûniya penhân dâşt.
13.
Türkçe:
Anahtarın pası elimizi kirletirdi,
Şimdi ekranın ışığı gözlerimizi kamaştırıyor.
Farsça:
زنگِ کلید، دست ما را سیاه میکرد،
اکنون نور صفحه، چشمان ما را خیره میسازد.
Transkripsiyon:
Zang-e kelid, dast-e mâ râ siyâh mi-kard,
Aknûn nûr-e safhe, çeşmân-e mâ râ xîre mi-sâzad.
14.
Türkçe:
Konya’da sessizce başladı bu değişim,
Ne borazanlar çaldı, ne davullar.
Farsça:
در قونیه این دگرگونی خاموش آغاز شد،
نه بوقها نواخته شد و نه طبلها.
Transkripsiyon:
Dar Qûniya în degargûnî khâmûş âghâz şod,
Na bûqhâ navâxte şod va na tabl-hâ.
15.
Türkçe:
Bir müşteri telefonu cama tuttu,
Ve o an tarihin kapıları açıldı.
Farsça:
مشتری گوشی را به شیشه گرفت،
و همان لحظه درهای تاریخ گشوده شد.
Transkripsiyon:
Moshtarî gûşî râ be şîşe gereft,
Va hamân lahze darhâ-ye târîx goşûde şod.
16.
Türkçe:
Artık anahtara değil, telefona bas,
Çünkü gelecek, demirin pasında değil, ışığın kalbinde saklıdır.
Farsça:
اکنون نه بر کلید، بلکه بر تلفن فشار ده،
زیرا آینده در زنگ آهن نیست، در قلب نور پنهان است.
Transkripsiyon:
Aknûn na bar kelid, belke bar telefon feshâr deh,
Zîrâ âyande dar zang-e âhan nîst, dar qalb-e nûr penhân ast.
Abdurrahman Türkoğlu