41.21
  
48.74
  
0.00
  
98.14

Anahtardan QR Koda: Konya’da Sessiz Devrim

qr

QR Kodlu Araç Teslimi

1.

Türkçe:
Anahtar, babadan kalan bir hatıra gibiydi,
Cep delik de olsa, cebin derinliğinde taşınırdı.

Farsça:
کلید، همچون یادگاری از پدر بود،
حتی اگر جیب پاره بود، در ژرفای آن حمل می‌شد.

Transkripsiyon:
Kelid, hamçun yâdgârî az pedar bud,
Hattâ agar jîb pâre bud, dar zharfây-ye ân haml mi-şod.


2.

Türkçe:
Artık cebimizden anahtar düşmüyor,
Çünkü geleceğimiz ekranın ışığında saklı.

Farsça:
دیگر کلید از جیب ما نمی‌افتد،
زیرا آینده در روشنایی صفحه پنهان است.

Transkripsiyon:
Dîgar kelid az jîb-e mâ nemi-oftad,
Zîrâ âyande dar roşenâ-ye safhe penhân ast.


3.

Türkçe:
Demirin sesi yerine, elektronik bir tık yükseldi,
Sessizlikte açılan kapılar, çağın dilini fısıldadı.

Farsça:
به جای صدای آهن، تیک الکترونیکی برخاست،
درهایی که در سکوت گشوده شدند، زبان عصر را زمزمه کردند.

Transkripsiyon:
Be jây-e sedây-e âhan, tik-e elektrônîkî barxâst,
Darhâyî ke dar sukût goşûde şodand, zabân-e asr râ zamzeme kardand.


4.

Türkçe:
Konya’nın tren garında bir adam QR kodunu okuttu,
Ve o anda tarih, yeni bir sayfa çevirdi.

Farsça:
در ایستگاه قطار قونیه، مردی کُد را خواند،
و همان دم تاریخ، صفحه‌ای تازه ورق زد.

Transkripsiyon:
Dar îstgâh-e qatar-e Qûniya, mardî kod râ khvând,
Va hamân dam târîx, safhe-î tâze varaq zad.


5.

Türkçe:
Eskiden anahtar kaybolunca panik başlardı,
Şimdi tek dert, telefonun şarjıdır.

Farsça:
پیشتر با گم شدن کلید هراس آغاز می‌شد،
اکنون تنها دغدغه، شارژ تلفن است.

Transkripsiyon:
Pîş-tar bâ gom şodan-e kelid harâs âghâz mi-şod,
Aknûn tanhâ daqdeqe, şârj-e telefon ast.


6.

Türkçe:
Anahtar, insanın sabrını ölçerdi,
QR kod ise hızın putuna secde ettiriyor.

Farsça:
کلید، صبر انسان را می‌آزمود،
اما کُد، آدمی را به بتِ سرعت سجده می‌دهد.

Transkripsiyon:
Kelid, sabr-e ensân râ mi-âzmûd,
Amâ kod, âdamî râ be bot-e sor‘at sejde mi-dehad.


7.

Türkçe:
Konya sokaklarında bir sessizlik vardı,
Ama QR kodun ışığı, geleceğin ezanını okudu.

Farsça:
در کوچه‌های قونیه سکوتی گسترده بود،
اما نور کُد، اذانِ آینده را تلاوت کرد.

Transkripsiyon:
Dar kuche-hây-e Qûniya sukûtî gostar de bud,
Amâ nûr-e kod, azân-e âyande râ telâvat kard.


8.

Türkçe:
Demir anahtar cebimizden düşünce,
Sanki tarihin yükü de sırtımızdan indi.

Farsça:
وقتی کلید آهنی از جیب ما افتاد،
گویا بار تاریخ نیز از دوش ما فرود آمد.

Transkripsiyon:
Vaqtî kelid-e âhanî az jîb-e mâ oftâd,
Gûyâ bâr-e târîx nîz az dûş-e mâ forûd âmad.


9.

Türkçe:
Bir çocuk dedesine sordu: “Dede, anahtar neydi?”
Dede gülümsedi: “QR kodun demirden atası.”

Farsça:
کودکی از پدربزرگ پرسید: «کلید چه بود؟»
پدربزرگ لبخند زد: «پدرِ آهنینِ کُد.»

Transkripsiyon:
Kûdakî az pedar-bozorg porsîd: “Kelid çe bud?”
Pedar-bozorg labxand zad: “Pedar-e âhanîn-e kod.”


10.

Türkçe:
Eskiden dua edilirdi kapı açılsın diye,
Şimdi internet çekmezse, kapı kapalı kalır.

Farsça:
پیشتر برای گشوده شدن در دعا می‌کردند،
اکنون اگر اینترنت نباشد، در بسته می‌ماند.

Transkripsiyon:
Pîş-tar barâye goşûde şodan-e dar do‘â mi-kardand,
Aknûn agar internet nabâşad, dar baste mi-mânad.


11.

Türkçe:
Dervish Oto dedi: “Biz sadece araba vermiyoruz,
Geleceğin kapılarını da açıyoruz.”

Farsça:
درویش اوتو گفت: «ما تنها خودرو نمی‌دهیم،
بلکه درهای آینده را می‌گشاییم.»

Transkripsiyon:
Dervish Oto goft: “Mâ tanhâ xodro nemi-dehim,
Balke darhâ-ye âyande râ mi-goşâyim.”


12.

Türkçe:
QR kod, küçük bir işaretti belki,
Ama içinde Konya’dan başlayan bir devrim saklıydı.

Farsça:
کُد شاید نشانی کوچک بود،
اما در دلش انقلابی از قونیه پنهان داشت.

Transkripsiyon:
Kod şâyad neshânî-ye kûçek bud,
Amâ dar del-ash enqelâbî az Qûniya penhân dâşt.


13.

Türkçe:
Anahtarın pası elimizi kirletirdi,
Şimdi ekranın ışığı gözlerimizi kamaştırıyor.

Farsça:
زنگِ کلید، دست ما را سیاه می‌کرد،
اکنون نور صفحه، چشمان ما را خیره می‌سازد.

Transkripsiyon:
Zang-e kelid, dast-e mâ râ siyâh mi-kard,
Aknûn nûr-e safhe, çeşmân-e mâ râ xîre mi-sâzad.


14.

Türkçe:
Konya’da sessizce başladı bu değişim,
Ne borazanlar çaldı, ne davullar.

Farsça:
در قونیه این دگرگونی خاموش آغاز شد،
نه بوق‌ها نواخته شد و نه طبل‌ها.

Transkripsiyon:
Dar Qûniya în degargûnî khâmûş âghâz şod,
Na bûqhâ navâxte şod va na tabl-hâ.


15.

Türkçe:
Bir müşteri telefonu cama tuttu,
Ve o an tarihin kapıları açıldı.

Farsça:
مشتری گوشی را به شیشه گرفت،
و همان لحظه درهای تاریخ گشوده شد.

Transkripsiyon:
Moshtarî gûşî râ be şîşe gereft,
Va hamân lahze darhâ-ye târîx goşûde şod.


16.

Türkçe:
Artık anahtara değil, telefona bas,
Çünkü gelecek, demirin pasında değil, ışığın kalbinde saklıdır.

Farsça:
اکنون نه بر کلید، بلکه بر تلفن فشار ده،
زیرا آینده در زنگ آهن نیست، در قلب نور پنهان است.

Transkripsiyon:
Aknûn na bar kelid, belke bar telefon feshâr deh,
Zîrâ âyande dar zang-e âhan nîst, dar qalb-e nûr penhân ast.

 

Abdurrahman Türkoğlu

Bu yazıya tepkini ver!

Benzer Bloglar