Geleceğe Selçuklu
Senaryo: "Geleceğe Selçuklu"
Açılış Sahnesi
(Konya, 2024. Mahalle kahvehanesi. Masalar dolu, çaylar içiliyor. Arka planda TRT'den bir program açık. Kameralar önce sokakta, ardından içeriye odaklanır.)
Muzaffer Abi (çayı karıştırırken, gözleri masadaki adamlarda)
- Arkadaşlar, size söylüyorum, dünya Elon Musk’ın elinde dönen bir pil. Biz de bu pilin kölesiyiz.
Hatun Ana (mutfaktan bağırır)
- Muzaffer, çayı karıştırmayı bırak da şu tezgâha bir el at. Aha gördüğün gibi tek başıma yetişemiyorum!
Ahmet (telefonuyla TikTok videosu çekerken)
- Ana bir dakika, challenge yapıyorum burada. 10 bin like alırsam Elon Musk bana Tesla yollayacak!
Muzaffer Abi (kafasını kaldırır, çayı bırakır)
- Elon Musk mı dedin? Bak Elon Musk’ı çektiysen dünyaya sıçradık oğlum! Durdurun şu çocuğu, adam bizi uzaya alıp satacak!
Hatun Ana
- Çekilin önümden! Tesla, Musla diyor, iyice delirdiniz! Eski günler yok artık, hepiniz kafayı yediniz.
(Bu sırada mahalleden garip bir ses gelir. Hafif yer sarsılır. Herkes sessizleşir ve sokağa koşar.)
Sahne 2: Selçuklu Portali
(Mahalle meydanında eski bir çeşme, yer sarsıntısıyla birlikte çöker ve altında bir yeraltı geçidi açılır. Ahmet elindeki telefonla kayda devam eder.)
Ahmet (heyecanla)
- Abi! Abi, kesin viral olur bu! Yeraltından gizli tünel çıktı. Süper TikTok malzemesi.
Muzaffer Abi (dikkatlice geçide bakar)
- Ahmet, o TikTok’u bırak. Bu bir işaret! Selçuklular bize mesaj gönderiyor.
Hatun Ana
- Selçuklular mı? Nerden çıkarıyorsun? Belki kanalizasyon patladı!
Muzaffer Abi
- Hatun Ana, anlamıyorsun. Selçuklular zamanında Konya’yı böyle tünellerle donatmış. Giriyoruz!
(Ahmet, Muzaffer Abi ve Hatun Ana, biraz tereddütle geçitten girer. Tünelin sonu bir ışıkla aydınlanır ve aniden 1200’lerin Konya’sına düşerler.)
Sahne 3: Selçuklu Sarayı
(Karakterler, dönemin askerleri tarafından yakalanır ve Selçuklu Sultanı I. Keykavus’un huzuruna çıkarılır.)
Sultan I. Keykavus (karakterlere bakarak)
- Siz kimsiniz? Şu garip kıyafetler, elinizdeki o tuhaf nesneler nedir?
Ahmet (telefonunu gösterir)
- Sultanım, bu bir telefon. Dünya ile iletişim kuruyoruz.
Sultan (şok olur)
- Dünya ile iletişim mi? O nasıl bir büyü?
Muzaffer Abi (gururla öne çıkar)
- Sultanım, biz modern dünyadan geldik. 2024 yılındayız.
Sultan (şaşkın ve alaycı bir şekilde)
- 2024 mü? Pekâlâ, 800 yıl geçmiş ama hâlâ çoraplarınızı ters giyiyorsunuz. İleri gitmişsiniz ama aklı geride bırakmışsınız.
Sahne 4: Absürt Duruşma
(Sultan, modern insanları anlamak için bir mahkeme düzenler. Herkes teker teker modern alışkanlıklarını anlatır.)
Ahmet (TikTok dansı yapar)
- Sultanım, bu bir dans. Adı "Değirmen Dansı." Çok popüler.
Sultan (kaşlarını çatarak)
- Bu mu sizin sanatsal ifadeniz? Bizim dönemde sema vardı, bir hikmet vardı. Siz dönüyorsunuz ama boş dönüyorsunuz!
Hatun Ana (lafı alır)
- Sultanım, gençlerin kafası böyle işte. Bizim dönemde de saçmalık vardı ama bunlar başka bir âlem.
Sultan
- Siz modern çağ insanları, kendi saçmalığınızda boğulmuşsunuz. Gidin buradan, aklı olan sizi dinlemez!
(Karakterler portal aracılığıyla 2024'e geri gönderilir. Ancak döndüklerinde mahallelerinde tuhaf bir değişiklik fark ederler; herkes Selçuklu kıyafetleri giymiş ve daha ağırbaşlıdır.)
Son Sahne
(Mahalle kahvehanesi. Herkes sessiz, kitap okuyor. TikTok yasaklanmış, Muzaffer Abi ise çay demliyor.)
Muzaffer Abi
- Hah, işte gerçek medeniyet bu! Sultan Keykavus haklıymış.
Ahmet (sessizce bir kitap okurken mırıldanır)
- Belki de biz fazla ileri gittik, abi. Biraz geri dönmek fena fikir değilmiş.
(Kameralar uzaklaşırken, ekranda şu yazı belirir: "Geçmiş, geleceğin aklıdır.")
SON
---