Hikmet Terazisi
Başlık: Hikmet Terazisi
Tema: Adaletin zamansız ve evrensel bir ilke olduğunu anlatan kısa bir film. Minimal bir ortamda, Farsça hikmetli sözlerle işlenen anlamlı bir anlatı.
1. Sahne - Açılış
Yer: Taş bir oda. Ortada eski, paslanmış bir terazi duruyor. Oda sade; bir kitap, küçük bir pencere ve yerde bir halı dışında hiçbir şey yok. Güneş ışığı, pencerenin demir parmaklıklarından içeri süzülüyor.
Ses (Hakim’in sesi, derinden):
عدل ترازوست که هر کس در دل دارد.
(Adl tarāzūst ke har kas dar del dārad.)
“Adalet, herkesin yüreğinde bir terazidir.”
Kamera: Yavaşça teraziyi gösterir. Terazinin bir kefesinde taş, diğerinde ise boşluk vardır.
2. Sahne - Hakim’in Girişi
Kapı gıcırdayarak açılır. İçeri yaşlı bir bilge (Hakim) girer. Yavaşça terazinin yanına yaklaşır, elinde eski bir kitap vardır. Kitabı açar ve oturur.
Hakim:
عدل فقط برابر کردن کفهها نیست،
(Adl faqat barābar kardan-e kafehā nīst,)
“Adalet, sadece kefeleri eşitlemek değildir.”
Kitabın yapraklarını çevirir ve duraksar. Yavaşça terazinin kefelerine bakar.
Hakim:
عدل گذاشتن حق در جای خودش است.
(Adl gozāshtan-e haq dar jā-ye khodash ast.)
“Adalet, hakkı yerine koymaktır.”
3. Sahne - Fars Edebiyatından Hikmet
Hakim kitabını açar ve yüksek sesle okur:
Farsça:
عدل اساس فلک و میزان جهان است،
ظلم لذتی گذرا، ولی ویرانی جاودان است.
Transkripsiyon:
Adl asās-e falak o mīzān-e jahān ast,
Zolm lezzati gozarā, valī vīrānī-ye jāvedān ast.
Türkçe Anlamı:
"Adalet, gökyüzünün direği, dünyanın terazisidir.
Zulüm ise bir anlık zevk, ama sonsuz bir yıkımdır."
Hakim derin bir nefes alır ve kitabı kapatır.
Hakim:
هر که ترازو را در دست گیرد، آزمون آغاز میشود.
(Har ke tarāzo rā dar dast gīrad, āzmūn āghāz mī-shavad.)
"Kim teraziyi eline alırsa, sınav başlar."
4. Sahne - Bir Ziyaretçi
Kapı bir kez daha açılır. İçeri genç bir kadın (Şirin) girer. Yüzünde hem korku hem de umut vardır. Yavaşça Hakim’in önüne oturur.
Şirin:
"Efendim, kardeşimle bir anlaşmazlık yaşadık. O hakkımı çaldı ama suçlanması da beni korkutuyor. Bu adalet midir?"
Hakim, sessizce teraziyi işaret eder.
Hakim:
"Bu terazi senin yüreğinde. Ne koyarsan, o tartılır. Ama unutma, terazinin bir kefesi de gökyüzüne bağlıdır."
Şirin:
"Peki ya gökyüzü neyi tartar?"
Hakim:
"İyilikle kötülüğün arasındaki niyeti. Adaletin yolu, önce vicdanın ağırlığını bulmaktan geçer."
5. Sahne - Terazinin Dengesi
Hakim terazinin bir kefesine bir avuç buğday, diğer kefesine ise küçük bir taş koyar. Kefeler eşitlenir.
Hakim:
عدل فقط برابر کردن کفهها نیست،
(Adl faqat barābar kardan-e kafehā nīst,)
“Adalet, sadece kefeleri eşitlemek değildir. Adalet, doğruluğu yerine koymaktır.”
Şirin düşünceli bir şekilde Hakim’e bakar.
6. Sahne - Şirin’in Kararı
Şirin, derin bir nefes alır ve teraziyi kendi elleriyle dengeler. Bir kefeden taşı çıkarır, diğerine bir parça buğday koyar.
Şirin:
"Adalet sadece cezalandırmak değil, hakkı ve merhameti dengelemektir."
Hakim, memnun bir ifadeyle başını sallar.
7. Sahne - Kapanış
Hakim, kitabını kapatır ve odanın köşesine koyar. Yavaşça pencereye yürür ve dışarıya bakar.
Hakim’in sesi (arkadan):
عدل ترازوست که هر کس در دل دارد.
آن را متعادل نکند، جهان را نیز اصلاح نخواهد کرد.
(Adl tarāzūst ke har kas dar del dārad.
Ān rā mota‘ādel nakonad, jahān rā niz eslāh nakhāhad kard.)
"Adalet, herkesin yüreğinde bir terazidir. Onu dengeleyemeyen, dünyayı da düzeltemez."
Kamera, pencerenin dışındaki gökyüzüne yönelir. Güneş, yavaşça batarken film sona erer.
Bitiş: Sessizlik. Sadece arka planda bir ney sesi duyulur.