41.21
  
48.74
  
117525.00
  
98.14

Masal Kitabı

masal kitabı

Masal Başlığı: Gölgeden Kaçan Çoban

Giriş: Konya’nın uçsuz bucaksız bozkırında bir çoban yaşardı. Adı Ali’ydi. Ali, her sabah koyunlarını otlatmaya çıkarır, akşama kadar gökyüzünü izlerdi. Ama son zamanlarda bir şey onu rahatsız ediyordu: Gölgesi. Gölgesi hep yanındaydı, hep peşindeydi. Ondan kurtulmak istiyordu.
Bir gün, "Gölgesiz bir hayat mümkün mü?" diye düşünerek yollara düştü.

Ana Hikaye: Ali, bir tepenin yamacında mola verdiğinde karşısına uzun, ince bir derviş çıktı. Dervişin üzerindeki beyaz hırka, rüzgarda hafifçe savruluyordu. Derviş ona sordu:
"Neden böylesine dalgınsın, evlat?"
Ali, derdini anlattı: "Gölge peşimden hiç ayrılmıyor. Ondan kurtulmak istiyorum."
Derviş gülümsedi ve dedi:

Farsça:
"هر که در پی نور باشد، سایه‌اش پشت سر او خواهد بود."
Transliterasyon:
"Har ke dar pay-e noor bâshad, sâye-ash posht-e sar-e oo khâhad bood."
Türkçe Anlamı:
"Kim ışığın peşinde olursa, gölgesi onun arkasında kalır."

Ali, bu sözleri anlamadı. "Bu ne demek?" diye sordu. Derviş, ona gölgesinden kaçmak yerine ışığın peşine düşmesi gerektiğini söyledi. Ali, bunu denemek için güneşin doğduğu yere doğru koşmaya başladı. Ama ne kadar hızlı koşarsa koşsun, gölgesi hep yanındaydı.

Bir süre sonra yorulan Ali, bir mağarada mola verdi. Mağaranın duvarlarına baktığında, bir ışıltı fark etti. Güneşin doğduğu yöne bakan duvarda, gölgesi yoktu. Bunun üzerine dervişin sözlerini hatırladı ve düşündü: "Işığa dönük olduğunda, gölgen karanlıkta kalır."

Sonuç: Ali, bu deneyimden sonra hayatını ışığın peşinde, yani iyilik, doğruluk ve sevgiyle dolu bir şekilde yaşamaya karar verdi. Gölgesi artık onu rahatsız etmiyordu çünkü her zaman arkasında kalıyordu. Dervişin öğüdünü bir daha hiç unutmadı:

Farsça:
"نور را دنبال کن، تا سایه‌ات تو را دنبال کند."
Transliterasyon:
"Noor râ donbâl kon, tâ sâye-at to râ donbâl konad."
Türkçe Anlamı:
"Işığı takip et ki, gölgen seni takip etsin."

2. Masal Taslağı: Efsanevi Tuz Gölü ve Kayıp Güvercin


Masal Başlığı: Efsanevi Tuz Gölü ve Kayıp Güvercin

Giriş: Konya yakınlarındaki Tuz Gölü, efsanelerle dolu bir yerdi. İnsanlar, burada dilek dileyenlerin hayallerine kavuştuğuna inanırdı. Bir gün küçük bir kız çocuğu olan Zeynep, kaybolan güvercinini bulmak için Tuz Gölü'ne doğru yola çıktı.

Ana Hikaye: Zeynep gölün kenarına vardığında, beyazlar içinde yaşlı bir dervişle karşılaştı. Derviş, Zeynep’in endişeli halini görünce ona sordu:
“Ne arıyorsun, küçük kız?”
Zeynep, “Güvercinim kayboldu. Onu bulamazsam çok üzülürüm,” dedi.
Derviş, derin bir nefes aldı ve dedi:

Farsça:
"هر که دلش پاک باشد، پرنده‌ها نیز به او بازمی‌گردند."
Transliterasyon:
"Har ke del-ash pâk bâshad, parandeh-hâ niz be oo bâz migardand."
Türkçe Anlamı:
"Kalbi temiz olan kişinin kuşları da ona geri döner."

Zeynep, bu sözleri düşündü ama tam olarak anlamadı. Derviş ona bir hikaye anlatmaya başladı. Tuz Gölü’nde bir zamanlar kaybolan kuşların sadece kalbi temiz olan insanlara geri döndüğünü söyledi. Zeynep, bu hikayeden etkilenerek, güvercinini aramaya devam etti ama bu sefer ona zarar gelmemesi için dua etti. O sırada gölün üzerindeki tuz kristallerinde güvercininin yansımasını gördü. Gölün yüzeyi büyülü bir şekilde parlıyordu.

Sonuç: Zeynep, güvercinini buldu ama dervişin dediği gibi, asıl önemli olanın kalbinin temizliği olduğunu anladı. Artık sadece kendi güverciniyle değil, tüm kuşlarla dost oldu. Her zaman kalbinin temizliğine önem verdi. Dervişin sözlerini bir daha hiç unutmadı:

Farsça:
"با قلبی روشن، جهان روشن می‌شود."
Transliterasyon:
"Bâ qalbi roshan, jahan roshan mishavad."
Türkçe Anlamı:
"Parlak bir kalple dünya da parlar."

 

3. Masal Taslağı: Zamanın Aynası ve Üç Soru


Masal Başlığı: Zamanın Aynası ve Üç Soru

Giriş: Konya’nın bir köyünde, meraklı bir genç olan Mehmet yaşardı. Mehmet, sürekli zamanı durdurmanın ve geleceği görmenin yollarını arardı. Bir gün köy meydanındaki eski bir çeşmeden su içerken, suyun yüzeyinde tuhaf bir yansıma fark etti. Bu, zamanın aynasıydı. Mehmet bir anda kendisini başka bir dünyada buldu; burada yaşlı bir derviş onu bekliyordu.

Ana Hikaye: Derviş, Mehmet’e yaklaştı ve dedi:
“Zamanın aynasına hoş geldin, evlat. Burada yalnızca doğru cevapları bulabilenler bir adım ileri gidebilir. Sana üç soru soracağım. Doğru cevapları verirsen, zamanın sırrını öğrenirsin.”

Derviş ilk soruyu sordu:
Farsça:
"آیا زمان چیزی است که می‌توان آن را متوقف کرد؟"
Transliterasyon:
"Âyâ zamân chizi ast ke mitavân ân râ motavaqqef kard?"
Türkçe Anlamı:
"Zaman durdurulabilir mi?"

Mehmet düşündü ve şöyle cevap verdi:
“Hayır, zaman durdurulamaz. Ama onunla uyum içinde yaşayabiliriz.”
Derviş başını salladı ve ikinci soruyu sordu:

Farsça:
"مهمترین لحظه زندگی چیست؟"
Transliterasyon:
"Mohemmtarin lahze zendegi chist?"
Türkçe Anlamı:
"Hayatın en önemli anı nedir?"

Mehmet, "Şimdiki an, çünkü geçmiş geçmiştir ve gelecek belirsizdir," dedi.
Derviş tekrar onayladı ve son soruyu sordu:

Farsça:
"چگونه می‌توان آینده را دید؟"
Transliterasyon:
"Chegune mitavân âyandeh râ did?"
Türkçe Anlamı:
"Geleceği nasıl görebiliriz?"

Mehmet bir süre düşündükten sonra şöyle dedi:
“Geleceği görmek, bugünü doğru yaşamaktan geçer. Şimdi ne yaparsak, geleceğimiz o olur.”

Derviş gülümsedi ve dedi:
“Doğru cevapları buldun. Zamanın sırrı seninle.” Bunun ardından Mehmet, çeşmenin yanına geri döndü ama artık zamanı durdurmak yerine, onunla uyum içinde yaşamayı öğrenmişti.

Sonuç: Mehmet, bundan sonra her anın kıymetini bilerek yaşadı ve dervişin ona öğrettiği şu sözü bir an olsun unutmadı:

Farsça:
"هر لحظه هدیه‌ای از جانب زمان است."
Transliterasyon:
"Har lahze hadiye-i az jâneb-e zamân ast."
Türkçe Anlamı:
"Her an zamanın bir hediyesidir."

masal kitabı 2

Bu yazıya tepkini ver!

Benzer Bloglar